29 Ocak 2010 Cuma

HİKAYE TÜRÜ NEDİR? HİKAYE TÜRÜNÜN TARİHİ GELİŞİMİ

hikaye-hikaye nedir-öykü-öykü nedir-türk hikayeciliği-dünya hikayeciliği-hikaye türünün gelişimi-öykü türünün gelişimi-dünya hikayeciliği-dünya öykücülüğü-ömer seyfettin-maupassant-çehov-haldun taner-franz kafka-


H İ KA Y E:
Olmuş ya da olabilecek olayları yer,zaman,kişi çerçevesinde anlatan kısa yazılardır. Dünyada ilk hikaye yazarı İtalyan Boccacio'dur. 16. Yüzyılda yazdığı Decameron adlı eseri hikaye türünün ilk örneğidir. Bocaccio'nun eseri zamanında müstehcen olduğu gerekçesiyle eleştirilmiştir.

Bizde destan, halk hikâyeleri ve masallarla eski bir temeli olan bu tür, 14. ve 15. yüzyılda Dede Korkut Hikayeleri ile çağdaş hikaye tekniğine yaklaşmıştır. İlk hikaye kitabı Emin Nihat Bey'in Müsameretname adlı eseri olsa da bu hikayelerin Avrupai tarza uzak oluşu, eski halk hikayelerine benzemesi ve teknik olarak kusurlu oluşundan dolayı modern hikaye sayılmazlar. Batılı anlamda ilk modern hikayeyi 19. yüzyılda Ahmet Mithat Efendi Letaif-i Rivayet adlı eserini yazarak vermiş; Kısadan Hisse ile bu türü geliştirmiş, Sami Paşazade Sezai Küçük Şeyler adlı eseriyleilk gerçekçi(realist) hikâyeyi oluşturmuştur. Bağımsız bir tür olma özelliğini ise Milli Edebiyat döneminde Ömer Seyfettinle kazanmıştır.


HİKÂYENİN UNSURLARI:

1) OLAY: Hikâyede üzerinde söz söylenen yaşantı ya da durumdur
2) KİŞİLER: Olayın oluşmasında etkili olan ya da olayı yaşayan insanlardır.
3) YER: Olayın yaşandığı çevre veya mekândır.
4) ZAMAN : Olayın yaşandığı dönem, an mevsim ya da gündür.
5) DİL VE ANLATIM : Hikâyenin dili açık, akıcı ve günlük konuşma dilinden farklı olarak, etkili sözcük, deyim atasözü ve tamlamalarla zenginleştirilmiş güzel bir dil olmalıdır.


HİKÂYEDE PLÂN: Hikâyenin planı da diğer yazı türlerinde olduğu gibi üç bölümden oluşur; ancak bu bölümlerin adları farklıdır.

Bunlar:
1) SERİM: Hikayenin giriş bölümüdür.Bu bölümde olayın geçtiği çevre , kişiler tanıtılarak ana olaya giriş yapılır.
2) DÜĞÜM : Hikayenin bütün yönleriyle anlatıldığı en geniş bölümdür.
3) ÇÖZÜM : Hikayenin sonuç bölümü olup merakın bir sonuca bağlanarak giderildiği bölümdür Ancak bütün hikayelerde bu plân uygulanmaz , bazı öykülerde başlangıç ve sonuç bölümü yoktur .Bu bölümler okuyucu tarafından tamamlanır.

Ö Y K Ü Ç E Ş İ T L E R İ:

Hikâye, hayatın bütünü içinde fakat bir bölümü üzerine kurulmuş derinliği olan bir büyüteçtir. Bu büyüteç altında kimi zaman olay bir plan içinde , kişi, zaman, çevre bağlantısı içinde hikaye boyunca irdelenir. Kimi zaman da büyütecin altında incelenen olay değil, hayatın küçük bir kesiti, insan gerçeğinin kendisidir Bu da öykünün çeşitlerini oluşturur. .

1) OLAY ( KLASİK VAK'A ) HİKÂYESİ : Bir olayı ele alarak, serim, düğüm, çözüm plânıyla anlatıp bir sonuca bağlayan öykülerdir. Kahramanlar ve çevrenin tasvirine yer verilir Bir fikir verilmeye çalışılır; okuyucuda merak ve heyecan uyandırılır. Bu tür, Fransız yazar Guy de Maupassant tarafından yaygınlaştırıldığı için Mopasan Tarzı Hikâye de denir Bu tarzın bizdeki en önemli temsilcileri: Ömer Seyfettin, Refik Halit Karay, Hüseyin Rahmi Gürpınar ve Reşat Nuri Güntekin'dir.

2) DURUM ( KESİT ) HİKÂYESİ: Bir olayı değil günlük yaşamın her hangi bir kesitini ele alıp anlatan öykülerdir Serim, düğüm, çözüm planına uyulmaz Belli bir sonucu da yoktur. Merak ve heyecandan çok duygu ve hayallere yer verilir; fikre önem verilmez, kişiler kendi doğal ortamlarında hissettirilir. Olayların ve durumların akışı okuyucunun hayal gücüne bırakılır. Bu tarzın dünya edebiyatında ilk temsilcisi Rus yazar Anton Çehov olduğu için Çehov Tarzı Hikâye de denir. Bizdeki en güçlü temsilcileri : Sait Faik Abasıyanık, Memduh Şevket Esendal ve Tarık Buğra'dır

3) MODERN HİKÂYE : Diğer öykü çeşitlerinden farklı olarak, insanların her gün gördükleri fakat düşünemedikleri bazı durumların gerisindeki gerçekleri, hayaller ve bir takım olağanüstülüklerle gösteren hikâyelerdir. Hikâyede bir tür olarak 1920'lerde ilk defa batıda görülen bu anlayışın en güçlü temsilcisi Fransız Kafka'dır Bizdeki ilk temsilcisi Haldun Taner'dir. Genellikle büyük şehirlerdeki yozlaşmış tipleri, sosyal ve toplumsal bozuklukları , felsefi bir yaklaşımla, ince bir yergi ve yer yer alay katarak, irdeler biçimde gözler önüne serer.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder