24 Nisan 2012 Salı

Topraktan yorganlarını
Çekip omuzlarına
Yan yana
Uyuyakalmışlar
- ne güzel-
Anam babam

Bilirim
Cennetkubbenin menfezinden
Uzatıp ellerini
Bana doğru
Haykırıyordur annem
Tüm sedasızlığınca:
"Ben iyiyim yavrum,
Beni merak etme'n!" diyerek...

Bilirim anne,
İyisindir
Gittiğin yerde
-İlliyyun makamındasındır-
Kevser ırmağının cıngıllı kyısında...
Ayaklarını sıvayıp suya girmişsindir
Ve köpüklü
Taşlar arasından
Yeşil zebercedler topluyorsundur
Benim için...

Babamsa
Gerilerden
Seyredip ikimizi
Gülmektedir için için
Senin acemiliğine
Her şeyi bir anda
Yapmak istersin
İçin kıpır kıpır


16 Haziran 2011 Perşembe

etik değerler

EĞİTİMDE ETİK DEGERLER ÇALIŞMASI AYLIK FAALİYET RAPORU

  1. Edebiyat dersi öğretmenleri olarak her dersin 10 dakikasını etik değerlerin işlenmesine ayırdık.İnsani-moral değerleri anlatırken tarihi kişiliklerden ve topluma mal olmuş ünlülerin hayatından yararlandık.
  2. Öğrencilere insan olmanın erdemleri anlatıldı. İnsanlığın biyolojik bir yaşam formundan öte, bir duyular-algılar mekanizması olduğu, insanın toplumla bütünleşmiş bir varlık olduğu, toplumsallaşmanın gereği olarak karşısındakinin hak ve hürriyetlerine saygılı olmaları gerektiği vurgulandı.

  1. Etik değerleri içselleştirmelerine yardımcı olabilecek kitaplar okumaları konusunda öğrenciler yönlendirildi. Fatih Sultan Mehmet, Namık Kemal, Tevfik Fikret, Mehmet Akif Ersoy gibi örnek şahsiyetlerin hayatlarından kesitler içeren biyografi kitapları okumaları tavsiye edildi.
  2. Öğrencilerimize etik değerlerin hayatımızdaki yeri konusunda bir kompozisyon yarışması düzenledik.23 eserin geldiği yarışmada birinciliği 9/E sınıfından Demet Atım kazandı. 10/F sınıfından Mervenur Gazi ikinciliğe, 11/B’den Duygu Pelister’in eseri üçüncülüğe layık görülmüştür.
  3. Öğrencilerimize etik değerleri yakın çevrelerinden dışa genişleyen bir halka modeliyle uygulamaları istendi.Kendi hayatlarından başlamak kaydıyle, aile içinde, akraba çevresinde, mahallede ve toplumsal alanların tamamında uygulama alanı olarak kullanmaları vurgulandı. Kendilerinin örnek kişilik olarak gıptayla bakılan kişiler olmaları telkin edildi.

Mehmet Turan Mustafa Tekmek

24 Nisan 2011 Pazar

TÜRKÜ


Türkü, hecenin 7'li, 8'li, 11'li kalıplarıyla oluşturulan ve saz eşliğinde bir ezgiyle okunan anonim halk edebiyatı ürünleridir.Türküler, anonim olarak sözlü geleneğin devamı biçiminde karşımıza çıkarlar.Anonim edebiyatın içinde olmakla birlikte sahibi bilinen türküler de bulunmaktadır; ama sayıca azdırlar. Neşet Ertaş'ın "Zahidem"i, Abdurrahim Karakoçun "Mihriban"ı gibi...

Türküler yapıca iki bölüme ayrılırlar. Asıl bölümü oluşturan "bent" kısmı ile her bendin sonunda tekrarlanan "kavuştak" kısmı... Kavuştak bölümü şarkılardaki nakarat bölümleri gibi tekrarlanan kısımlardır. Kavuştaklara bağlama veya bağlantı da denilir.

Türküler konusuna, yöresine,yapısına ve ezgisine göre sınıflandırılırlar.

A) Konusuna Göre Türküler

1. Tabiat Türküleri


2. Aşk Türküleri
3. Yiğitlik Türküleri ve Tarihi Olayları Konu Edinen Türküler

4. Tören Türküleri

a. Düğün Türküleri

aa. Kına Türküleri

ab. Baş Öğme / Duvak Türküleri

ac. Gelin Alma Türküleri

aç. Gelin karşılama türküleri

ad. Güvey Türküleri

ae. Halk Oyunlarında Türküler (Halay, Bar, Horon, Zeybek..)

b. Ayin-i cem Türküleri

c. Sayacı Türküleri

ç. Oturak Türküleri
5. Askerlik Türküleri

6. Yiyecekler Üzerine Söylenmiş Türküler

7. Hayvanlar Üzerine Söylenmiş Türküler

8. Olay Türküleri

9. Bitki ve Çiçeklerle İlgili Türküler

10. Satıcı Türküleri

11. Ekin Türküleri

12. Ramazan Davulcusu Türküleri

13. Kişiler Üzerine Söylenmiş Türküler

14. Keder, Dert ve Hastalık Türküleri

15. Gurbet ve Hasret Türküleri

16. Meslek ve iş Türküleri

17. Eşkıya Türküleri

18. Ölüm Türküleri (Ağıtlar)

19. Ninniler ve Çocuk türküleri

20. Hapishane Türküleri

21. Mizahî Türküler

22. Yergi Türküleri

23. Öğretici ve Öğüt Verici Türküler


B. Ezgilerine Göre Türküler

A. Usullü Türküler (Kırık havalar)

B. Usulsüz Türküler (Uzun havalar)



A. Usullü Türküler (Kırık havalar):

Ezgi yönünden usullü, yani ölçü ve ritmleri belli olan parçalardır. Kırık havalar, yörelere göre şu isimlerle karşılanır: Ege bölgesi- zeybek, Marmara-güvende, Trakya Bölgesi-karşılama, Harput- şıkıltım, Isparta- datdiri, Konya- oturak, Doğu karadeniz- horon, Urfa- kırık hava, Erzurum-bar, Balıkesir-bengi,Doğu Anadolu- değiş..



B. Usulsüz Türküler (Uzun havalar)

Usulsüz ezgilerdir. Bu ezgiler ölçü ve ritm bakımından serbest olmakla beraber, dizisi ve dizi içindeki seyri belli kalıplara bağlıdır. Yani söyleyen kişi belirli uslup ve avaz çerçevesinde zevk ve isteğine göre nağmeyi uzatıp kısaltabilir.


Avaz, Aydos, Beşiri, Bozlak, Çukuova, Dağbaşı, Divan, Eğin, Elezber, Garib, Gerali, Gurbet havası, Hoyrat, Hoyrat, İbrahimî, Kalenderî, Kayabaşı, Kerem, Maya, Müsaad, Nevruzi, Tatyan, Türkmanî, Yol havası ve Yüksek hava diye adlandırılan parçalar ve bir kısım ağıt lar, kısmen yahut tamamiyle bu grupta mütalaa edilir. Uzunhavalar yörelere göre farklı usluplarda icra edilirler ve Avşar, ağzı, Azeri ağzı, Eğin ağzı, Erzurum ağzı, Harput ağzı, Kerkük ağzı gibi isimlerle anılırlar.


Uzunhavalar hakkında Muzaffer Sarısözen, Mahmut Ragıp Gazimihal, Halil Bedi Yönetken, Sadi Yaver Ataman, Ahmet Adnan Saygun, Nida Tüfekçi ve Mehmet A. Özbek gibi araştırmacılar çeşitli görüşler ileri sürmüşlerdir. Bütün bunları değerlendiren Süleyman Şenel, ileri sürülen görüşler çerçevesinde uzunhavaların esaslarını şöyle belirlemiştir:

1. Serbest ritmlidir (ölçüsüz, usulsüz, serbest ölçülü, serbest ağız, serbest tartımlı tabirleri yerine...)

2. Dizisi ve dizi içindeki seyri belli kalıplara bağlıdır.

3. Kelime ritmine uyan veya bir heceye bir not isabet eden Resitatif (Parlando reçitetivo) veya Parlando rubato tarzındadır.

4. Ritmli ezgilerle iç içe görülebilir.

a. Aralarında, baş ve sonlarında ölçülü saz kısımları, pasajlar olabilir.

Esasta kırık, fakat başta, arada usulsüz pasajlar olabilir.

5. Kuruluşu 2. maddeye uymakla birlikte sondaki müzik cümlesini asılı bırakan ve tekrarlanan (of, vah, oy oy) gibi terennüm katmalı olabilir.


C) Yörelerine göre Türküler

Karadeniz türküleri, Ege türküleri, Trakya türküleri, Konya türküleri



D) Yapılarına Göre Türküle

1. Bentleri Bir Mısra Olan Türküler
a. Bağlantıları dört mısra / mani olan türküler
b. Bağlantıları yedi mısra olan türküler
2. Bentleri İki Mısra Olan Türküler

a. Sadece iki mısradan oluşan türküler
b. Bağlantıları bir mısra olan türküler
c. Bağlantıları iki mısra olan türküler
ç. Bağlantıları üç mısra olan türküler
d. Bağlantıları dört mısra olan türküler
e. Bağlantıları beş mısra olan türküler
f. Bağlantıları altı mısra olan türküler
g. Bağlantıları yedi mısra olan türküler
h. Bağlantıları sekiz ve daha fazla mısra olan türküler
ı. Bağlantıları mısra sonlarında ve mısra aralarında olan türküler
3. Bentleri Üç Mısra Olan Türlüler
a. Sadece üçlüklerden ibaret olan türküler
b. Bağlantıları bir mısra olan türküler
c. Bağlantıları iki mısra olan türküler
ç. Bağlantıları üç mısra olan türküler
d. Bağlantıları dört mısra olan türküler
e. Bağlantıları beş mısra olan türküler
f. Bağlantıları altı mısra olan türküler
g. Bağlantıları fazla sayıda mısralı olan türküler
h. İki bağlantılı türküler
ı. Bağlantıları mısra aralarında olan türküler
4. Bentleri Dört Mısra Olan Türküler
a. Sadece dörtlüklerden kurulu türküler
b. Bağlantıları bir mısra olan türküler
c. Bağlantıları iki mısra olan türküler
ç. Bağlantıları üç mısra olan türküler
d. Bağlantıları dört mısra olan türküler
e. Bağlantıları beş mısra olan türküler
f. Bağlantıları altı mısra olan türküler
g. Bağlantıları yedi mısra olan türküler
h. Bağlantıları sekiz ve daha fazla mısra olan türküler
ı. Bağlantıları mısra aralarında olan türküler
i. İki bağlantılı türküler
j. Bağlantıları mısra sonlarında olan türküler
5. Karşılıklı Türküler
a. İki mısralık bentlerden ibaret atma türküler
b. Üç mısralık bentlerden ibaret atma türküler
c. Dört mısralık bentlerden ibaret atma türküler
ç. Diyalog şeklinde atma türküler

Örnek:

BURÇAK TARLASI

Sabahtan kalktım ki ezan sesi var

Ezan da sesi değil yar yar burçak yası var Yandaki kısım "Bent"

Bakın şu adamın kaç tarlası var


Amanın kızlar ne zorumuş burçak yolması

Burçak tarlasında yar yar gelin olması Bu kısım ise Kavuştak

Eğdirme fesini yar yar kalkar da giderim

Evini başına yar yar yıkar da giderim


Sabahtan kalktım da sütler pişirdim

Sütün de köpüğünü yar yar yere taşırdım

Burçak tarlasında aklım şaşırdım


Amanın kızlar ne zorumuş burçak yolması

Burçak tarlasında yar yar gelin olması

Eğdirme fesini yar yar kalkar da giderim

Evini başına yar yar yıkar da giderim


Elimi salladım değdi dikene

İntizar eylerim burçak ekene

İlahi kaynana ömrün tükene


Amanın kızlar ne zorumuş burçak yolması

Burçak tarlasında yar yar gelin olması

Eğdirme fesini yar yar kalkar da giderim

Evini başına yar yar yıkar da giderim


Sabahtan kalktım ki ezan sesi var

Ezan da sesi değil yar yar burçak yası var

Bakın şu adamın kaç tarlası var


Amanın kızlar ne zorumuş burçak yolması

Burçak tarlasında yar yar gelin olması

Eğdirme fesini yar yar kalkar da giderim

Evini başına yar yar yıkar da giderim


Sabahtan kalktım da sütler pişirdim

Sütün de köpüğünü yar yar yere taşırdım

Burçak tarlasında aklım şaşırdım


Amanın kızlar ne zorumuş burçak yolması

Burçak tarlasında yar yar gelin olması

Eğdirme fesini yar yar kalkar da giderim

Evini başına yar yar yıkar da giderim


Elimi salladım değdi dikene

İntizar eylerim burçak ekene

İlahi kaynana ömrün tükene


Amanın kızlar ne zorumuş burçak yolması

Burçak tarlasında yar yar gelin olması

Eğdirme fesini yar yar kalkar da giderim

Evini başına yar yar yıkar da giderim

Yöresi: Tokat

Derleyen: Muzaffer SARISÖZEN

Ezgisine Göre: Usullü türkü

Temasına Göre: İş türküsü

Yapısına Göre: Bentleri üç, bağlantıları dörder mısra-dan oluşan türkü.


7 Nisan 2011 Perşembe

MOD MEDYAN NEDİR YGS NASIL ŞİFRELENİR



MOD MEDYAN NEDİR?

mod istatistik bilimine göre bir değişken için sık tekrarlanan bilgidir.. Tepedeğer diye Türkçeleştirilebilir. adlandırılır. Eğitim bilimlerinde örnek veriler çok kere puan olarak anılmakta ve örnek mod değerine ise mod puanı adı verilmektedir.

İstistiksel ortalama ve medyan gibi mod bir önemli veri bilgilerini kapsayan tek bir istatistiksel özetleme dir. Genellikle, bir veri için ortalama ve medyandan değişik değerdedir ve özellikle yüksek çarpıklık özelliği gösteren dağılımlar için bu farklılık daha da açıkca olarak görülür.

Mod mutlaka eşsiz tek olmayabilir. Bazı verilerde hiç tekrarlama olmazsa hiçbir mod bulunmaz. Diğer taraftan değişik veri değerleri ayni maksimum çokluk değerine yetişebilirler. Olasılık dağılımları için çoklu mod değerine aşırı örnekler aralıklı tekdüze dağılım ve sürekli tekdüze dağılımdır; bu dağılımlar için rassal değişkenin mümkün tüm değerleri aynı olasılıkla mod değerleridir


İddiaya göre mod medyan kavramı bazı yerlerde öğrencilere aşağıdaki şekilde anlatıldı: “YGS’deki seçenekleri, büyükten küçüğe doğru sıralayın, üstteki seçenekle hangisi çıkışıyorsa, o mod medyandır.”

mesela 6-6- 8-24-34-54-66-72 dizisinin modu ve medyanı nedir

mod 6 ... en cok bulunan sayı ( bu dızıde 2 kez )

"YGS'DE MOD MEDYAN ÇIKACAK HABERİNİZ OLSUN"

Aslına bakılırsa mod ve medyan, istatiksel kavramlar. Sözlüklere girildiğinde uzun uzadıya anlatılıyor. Ama öğrencilere anlatımı bu şekildeymiş. Ve sınavdan bir iki gün önce bazı öğrenciler arasında “YGS’de mod medyan çıkacak haberiniz olsun“ diye mail trafiği olmuş. Konudan haberdar olanlar mod medyan kavramının ne anlama geldiğini hemen anlamış. Ama bu kavramı ilk kez duyanlar, sınava bir gün kala ders çalışmak olmaz, bırakın o soruyu da cevaplamayalım diye fazla kaale almamışlar.

BAZI KENTLERDE PATLAMA!

Şimdi sanal ortamda dolaşan iddialara bakılırsa, bu konudan haberdar çok kişi olmuş. Ne kadarı doğru, ne kadarı abartı elbette bilmiyoruz. Ama ciddiye alınması gereken bir kavram olduğu kesin. Çünkü yine internet üzerindeki arama kayıtlarına bakıldığında, sınavdan bir iki gün önce bu kelimeleri arayanların sayısında özellikle bazı kentlerde patlama olmuş. Niyedir, nicedir onu biz bilemeyiz...

ARAMADA 5 KAT ARTIŞ OLMUŞ!

Google arama trend raporlarında 27 Mart 2011 YGS sınavından önce grafiktede görüldüğü gibi sınav tarihinden önce "mod medyan" kelimesinin internette aratılmasında 5 katı bir artış olduğu ortaya çıkıyor.

30 Nisan 2010 Cuma

İŞTE YGS BİRİNCİLERİ


2010 YGS Birincileri açıklandı. Konya Meram fen Lisesinden Ayşenur ŞAM, iyi bir derece beklemekte olduğunu ama birinciliği aklına getirmediğini ifade ediyor. Ayşenur, mesleği öğretmenlik olan bir anne babanın çocuğu. Annesi kız Meslek Lisesinde giyim öğretmeni, babası ise biyoloji öğretmeni. Ayşenur, elde ettiği başarıyı okulunun ve dershanesinin kendisine verdiği programlara harfiyen uymasına bağlıyor.

Diğer birinci Günay YOLCU ise geçen yıl Cerrahpaşa Tıp fakültesi İngilizce Tıp bölümünü kazanmış.bu yıl sınava eğlenmek için girdiğini ifade ediyor.Bu yüzden hiç bir tercih yapmayacağını söyleyen YOLCU, geçen yıl sınavda 16. olduğunu, bu yıl ise birinci olarak kendini kanıtladığını söyledi.Bu farkı üzerinde stres olmayışına bağlayan YOLCU, sınavda başarısız olsa dahi kaybedeceği bir şey olmadığını bilmenin kendini rahatlattığını ama coğrafya sorularında zorlandığını ifade etti

17 Nisan 2010 Cumartesi

HALK EDEBİYATI

Türk halk edebiyatı İslamiyet öncesi dönemden başlayıp günümüze ulaşmış, halk kültürüne dayanan ve halk beğenisine uygun bir edebiyat geleneğimizdir.Manzum ne mensur eserlerle varlığını sürdüren halk edebiyatımız yalın yapmacıksız ve sadedir.Mensur eserler divan edebiyatında da olduğu gibi azdır.Manzum eserler çoğunluktadır.Sözlü edebiyat geleneğinin uzantısı olan halk edebiyatımızhalkın yarattığı sözlü eserlerden oluşmaktadır.

HALK EDEBİYATININ GENEL ÖZELLİKLERİ

1.İslamiyet öncesi "Sözlü edebiyat" geleneğinin İslamiyet sonrası döneme yansımış ve daha da gelişmiş halidir.
2. Halk edebiyatının nazım birimi dörtlüktür.
3. Halk edebiyatımızın ölçüsü milli ölçümüz olan "hece ölçüsü"dür.Daha çok 7'li, 8'li, 11'li kalıplar kullanılmıştır.
4. Halk edebiyatımızda "koşma,semai,varsağı,türkü,mani,ilahi" gibi nazım biçimleri vardır.
5. Halk edebiyatı ürünlerinde kullanılan dil sade ve süssüzdür. Halk kültürüne ve zevkine uygun günlük konuşma dilidir.
6. Şiirlerde başlık kullanılmaz, nazım biçimi başlık olarak verilir. "Koşma, mani, semai" gibi..
7. Halk edebiyatı manzum ürünleri saz eşliğinde özel ezgileriyle okunur.
8. Şiirlerde genellikle yarım kafiye kullanılmaktadır.
9.Tıpkı divan edebiyatında olduğu gibi kalıplaşmış benzetmeler ve mecazlar kullanılır."Selvi boy,gül yanaklar, inci dişler" gibi...
10. Ele alınan konular somut ve gözleme dayalıdır.Divan edebiyatındaki gibi soyut ve günlük yaşamdan kopuk değildir.
11. 18. yüzyıldan itibaren halk şairleri divan edebiyatından etkilenerek aruz ölçüsüyle şiirler de yazmışlardır.Bunun nedeni halk şiirinin basit görülmesi, horlanmasıdır.Bir anlamda halk şairleri divan şiirinin etkisine girerek sanatlarını topluma kabul ettirmeye çalışmışlardır.
12. Halk edebiyatında manzum ve mensur eserler bir arada olup manzum eserler çoğunluktadır.
13.Halk edebiyatının ele aldığı temalar aşk, ayrılık, gurbet, doğa güzellikleri, yiğitlik ve ölümdür.
14.Halk edebiyatı sanatçılarının eserlerini topladığı defterlere "cönk" denir.

I. ANONİM HALK EDEBİYATI

Söyleyeni belli olmayan, ağızdan ağıza, yayılarak halkın ortak malı olan ürünlerin oluşturduğu edebiyattır.
Özellikleri şunlardır:

1) Eserin ilk söyleyeni yani sahibi bilinmez. Halkın ortak malı sayılır.
2)
Dili sadedir.Halka hitap ettiği için halk dili kullanılır.
3)
Şiirlerde genellikle hece ölçüsünün 7'li, 8'li, 11'li kalıpları kullanılır.
4)
Somut ve gerçeklerle iç içe bir edebiyattır.
5)
Şiirlerinin nazım birimi dörtlüktür.
6)
En çok yarım kafiye kullanılmıştır.. Bazı manilerde cinaslı kafiye görülür.
7)
Mecazlara ve edebi sanatlara fazla yer verilmez.
8)
Ölüm, aşk, tabiat sevgisi, ayrılık acısı, özlem, yiğitlik, toplumsal aksaklıklar gibi konular işlenir.
9)
Sözlü geleneğe dayanır.
10)
Anonim halk edebiyatı mani, ninni, türkü, destan, tekerleme, bilmece, masal gibi ürünlerden oluşur.

A.MANİ

Anonim halk edebiyatının en çok kullanılan nazım biçimidir. Tek bir dörtlükten oluşur, "aaxa" biçiminde kafiyelenir.Konu sınırlandırması olmamakla birlikte aşk,özlem,ayrılık,kavuşma isteği, niyet,ölüm gibi temalar sıkça işlenir.

Çoğu aşk konusunda olup özel bir ezgi söylenmekle birlikte mânile­ri şöyle gruplandırabiliriz: Sevda mânileri, şehir mânileri, ramazan mânileri, gelin - kaynana mânileri, sünnet mânileri, askerlik mâ­nileri...

Mani çeşitleri:

Düz Mani: Yedişer heceli dört dizeden oluşur. Kafiyeleri genellikle cinassızdır.

A benim bahtı yarim
Gönülde tahtı yarim
Yüzünde göz izi var
Sana kim bahtı yarim (Erzurum)

Kesik mani (Cinaslı Mani): Birinci mısrası 7 heceden az olan manilerdir. Bunlar cinaslı kafiye taşıdığı için "cinaslı mani" olarak da bilinir.Kesik mısra, cinaslı kafiyenin cinasını oluşturur.

Deli koyun
Deli kurt, deli koyun
Yarinden ayrılanın
Adını deli koyun

Yedekli (artık) mani: Düz maninin sonuna aynı kafiyede iki dize daha eklenerek söylenen maniler. Cinaslı kafiye kullanılmaz, birinci dizeleri anlamlıdır. Bu manilere "artık mani" de denir.

Ağlarım çağlar gibi
Derdim var dağlar gibi
Ciğerden yaralıyım
Gülerim çağlar gibi
Her gelen bir gül ister
Sahipsiz bağlar gibi

Doldurmalı mani:Kesik manilerin eksik hecelerinin doldurulnması suretiyle oluşturulan manilerdir.Kesik manilerin birinci mısrasındaki söz grubu aynen tekrar edilerek 4 + 4 hecelik bir musammat (simetri) oluşturulur.Böylece doldurmalı manilerin ilk mısrası 8, diğer mısraları 7 heceden oluşur.

Gara ağaç gara ağaç (8)
Sende var yara ağaç (7)
Sen beni götüresin (7)
Şu bizim yar'a ağaç
(7)


Deyiş: İki kişinin karşılıklı söyleştikleri ve genellikle soru - cevap biçiminde düzenlenen manilerdir.

A benim bahtı yârim
Gönlümün tahtı yârim
Yüzünde göz izi var

Sana kim bahtı yârim

Kapıdan bahtı yârim
Su gibi ahtı yârim
Yüzüme göz değmedi

Güneşler yahtı yârim



Karşı - Beri: Eğer deyişlerde söyleyicilerin adı ya da vasfı ( erkek-kız gibi) ayrıca belirtiliyorsa "karşı- beri" mani türü oluşur.

Erkek:

Karşıya kaban derler
Ökçeye taban derler
Kız hatırın kalmasın
Nişanlın çoban derler


Kız:

Karşı kabansız olmaz
Ökçe tabansız olmaz
Niye Hatırım kalsın
Sürü çobansız olmaz


B.TÜRKÜ

Türlü ezgilerle söylenen anonim halk şiiri nazım biçimidir. Söyleyeni belli türküler de vardır. Halk edebiyatının en zengin alanıdır. Anadolu halkı bütün acılarını ve sevinçlerini türkülerle dile getirmiştir.

Türkü iki bölümden oluşur. Birinci bölüm asıl sözlerin bulunduğu bölümdür ki buna "bent" adı verilir.

İkinci bölüm ise bentlerin sonunda yinelenen nakarattır. Bu bölüme "bağlama" ya da "kavuştak" denir.

Türküler, genellikle yedili, sekizli, on birli hece kalıplarıyla yazılmıştır. Konuları çok değişik olabilir.

Söğüdün yaprağı narindir narin
İçerim yanıyor dışarım serin
( bent )
Zeynep'i bu hafta ettiler gelin

Zeynebim Zeynebim anlı Zeynebim ( nakarat )
Üç köyün içinde şanlı Zeynebim


26 Mart 2010 Cuma

ŞİİR VE GELENEK

Gelenek, bir toplumda kuşaktan kuşağa iletilen, yaptırım gücü olan kültürel miras, alışkanlıklar, bilgi, töre ve davranışlar bütünüdür.Bugün modernizmi yaşıyor olsak da gelenekler hayatımızın ta içindedir. Evlilik hazırlıklarından tutun da misafir ağırlamaya, yama içme alışkanlıklarımıza kadar bir çok noktada gelenekler hayatımızın içindedir. Edebiyattaki gelenek ise, geçmişten günümüze aktarılan ve oradan da gelecek kuşaklara iletilecek olan yazılmış yaratılmış tüm eserler ile o eserlerle belirlenen ortak zevk ve kültür mirasıdır.Şiirde bir gelenekten söz edebilmek için o şiir geleneğinin geçmişinden, o şiir anlayışıyla ortaya çıkan ortak zevklerden, temalardan, ahenk unsurlarından, şekil özelliklerinden, imgelerden, dili kullanma alışkanlığından bahsetmek gerekir.

Bu anlamda Türk şiirinin dayandığı üç gelenek vardır:
a) Halk edebiyatı şiir geleneği: Halk şiirimizin kökeni İslamiyet öncesi dönemlere dayanır.Bir anlamda bu gelenek bizim en eski şiir geleneğimizdir. İslamiyetin kabulünden sonra da devam eden halk şiiri geleneğimiz çeşitlenerek günümüze kadar ulaşmayı başarmış ve halen canlı olarak devam etmektedir.
* Anonim halk şiiri: Söyleyeni belli olmayan ve halkın ortak malı sayılan edebi ürünlerdir: Türkü, mani,ninni, tekerleme anonim şiir türlerimizdir.
* Aşık tarzı Türk şiiri:Aşık adı verilen halk ozanlarının oluşturduğu, genellikle saz eşliğinde söylenen şiirlerdir.Koşma,semai,varsağı,destan bu türün örnekleridir.
* Dini-tasavvufi halk şiiri(Tekke şiiri):Tasavvuf anlayışına bağlı kişilerce söylenen dini temaları ele alan şiirlerdir. İlahi,deme, deyiş, nefes, devriye, şathiye, nutuk bu türün önemli eserleridir.
Halk Şiirinin Genel Özellikleri:
-Halkın anlayacağı konuşma dili kullanılır.Yabancı sözcük sayısı azdır.
-Nazım birimi milli nazım birimimiz olan dörtlüktür.
-Hece ölçüsü ile söylenir.Genellikle hecenin 7'li, 8'li, 11'li kalıpları kullanılır.Duraklarla ritmik ahenk sağlanır.
-Genellikle yarım kafiye kullanılır.
-Edebi sanatlarca zengin sayılmaz.Ama duygu coşumu ve yoğunluğu göze çarpar.
-Anlatım içten, samimi ve yalındır.
-Şiirler belli bir ezgiyle genellikle saz eşliğinde söylenir.
-türkü, ninni, mani, koşma, semai, varsağı, destan gibi nazım şekilleri ve türleri kullanılır.
Halk edebiyatı sanatçılarının eserlerini yazdıkları defterlere cönk adı verilir.
-Aprınçur Tigin, Yunus Emre,Karacaoğlan,Dertli,Aşık Ömer,Dadaloğlu,Köroğlu,Emrah,Aşık Veysel,Murat Çobanoğlu,Abdurrahim Karakoç gibi sanatçılar halk şiirinin güzide örneklerini vermişlerdir.

2) Divan edebiyatı şiir geleneği:Türkler, İslamiyeti kabul ettikten sonra İran ve Arap kültürlerinin etki alanına girdiler.Bu etkileşim edebiyatımızda yeni bir çığır başlattı.Medrese kültürüyle yetişen aydın şairler, Arap-Fars edebiyatlarını taklit ederek eserler vermeye başladılar.Bunun neticesinde yüksek zümreye hitap eden divan edebiyatımız doğdu.Divan edebiyatımızda ortak konular ele alındı.Bu ortak konular klişeleşmiş ortak imgelerle ve edebi sanatlarla ve ağır bir dille yazıldı.Şairler eserlerini divan adlı eserlerde topladılar.Klasik Türk edebiyatı da denilen bu dönemde Arapça, Farsça, Türkçe karışımı bir dil olan Osmanlıca kullanıldı.
Divan şiirinin genel özellikleri
- Klasik edebiyatımızda şekil, içerikten önemlidir.Biçim güzelliğine önem verilmekteydi.
-Divan edebiyatında kullanılan ölçü aruzdur.
-Nazım birimi beyittir.Anlam beyit içinde tamamlanmak zorundadır.
-Gazel, kaside, mesnevi, terkibi bend, müstezad, rubai,murabba, muhammes gibi nazım şekilleri kullanılır.
-Tam ve zengin kafiye kullanılır.
-Soyut bir edebiyattır.İnsanı, gerçekliği içinde ele almaz.
-Klasik edebiyatta mazmun denilen ortak imgeler kullanılır.
-Edebi sanatlar açısından gayet zengindir.
-Dili ağır ve süslüdür.
-Seçkin sınıfa hitap eder.
-Hoca Dehhani,Aşık Paşa,Ahmedi,Ahmet Paşa,Necati,Ali Şir Nevai,Şeyhi,Süleyman Çelebi,Fuzuli,Baki,Hayali,Şeyh Galip,Nabi,Taşlıcalı Yahya,Şeyhülislam Yahya,Nedim,Leskofçalı Galip,Enderunlu Vasıf gibi tanınmış sanatçılar divan edebiyatı şiir geleneği içinde eserler vermişlerdir.

3. Modern şiir geleneği: Batı tesirine girdikten sonra yani Tanzimat'ın ilanını takip eden yıllardan itibaren edebiyatımız modern şiir geleneğiyle tanıştı.Önce bir müddet divan edebiyatı nazım şekilleri aynen kullanılmaya devam edildi.Ancak Namık Kemal, İbrahim Şinasi gibi sanatçılar divan edebiyatı nazım şekillerinin muhtevasını(içerik) değiştirdiler.Misal olarak hak, hukuk, vatan, eşitlik, adalet temalarını ilk kez kullandılar.Daha sonra Serveti Fünun, Fecri Ati, Milli Edebiyat ve Cumhuriyet Dönemi Türk edebiyatlarında Batılı nazım şekilleri sıkça yer almaya başladı.Özellikle sone,terzarima, triyole,balad nazım biçimleri sıklıkla kullanılır oldu.Bu arada Orhan Veli ve arkadaşları Japon şiiri olan hayku nazım şekliyle şiirler yazdı.

Bu arad modern şiir geleneğinini nazım biriminin mısra olduğunu belirtelim.Artık şiirde anlatılmak istenen duygu beyit yada dörtlük gibi kısıtlayıcı kümelenmelere ihtiyaç duymuyor, şairler meramlarını mısralar içinde özgürce anlatyordu.Bir cümlenin bir mısraya sığmayıp birden fazla mısraya taşmasına anjambman denir.Modern şiir geleneğinde anjambmana sıkça rastlanır.

Modern şiir geleneğinde serbest nazım sıkça görülür.Kafiye ve ölçü terkedilmiştir.

-Modern şiir geleneği sone,terzarima,triyole,balad,hayku gibi yeni nazım biçimlerini beraberinde getirmiştir.
-Genellikle serbest nazım kullanılmaktadır.
-Şiirlerde insan gerçeği ana temayı oluşurur.
-Biçim değil anlatılmak istenen konu önemlidir.
-Bazı şairler modern şiir geleneğine dahil olmakla birlikte halk şiirinden ya da divan şiirinden yararlanmayı sürdürürler.Mesela Ahmet kutsi tecer, halk şiirinden yararlanırken; Attila İlhan divan şiiri geleneğinden yararlanmıştır.
-Namık Kemal, Şinasi, Recaizade Mahmut Ekrem, Abdülhak Hamit Tarhan, Mehmet Akif Ersoy,Ahmet Haşim,Ahmet Hamdi Tanpınar,Yahya Kemal Beyatlı, Nazım Hikmet Ran, Necip Fazıl Kısakürek,Ziya Osman Saba,Cahit Sıtkı Tarancı,Orhan Veli Kanık, Cemal Süreya, Edip Cansever,İsmet Özel,Sezai Karakoç, Cahit Zarifoğlu, Erdem Beyazıt,Hüseyin Atlansoy,Arif Nihat Asya modern edebiyat geleneğine bağlı sanatçılardır.